6 Kasım 2008 Perşembe

aşk kötülükten sakınmıyor.


kapı zilim beklemediğim bi zamanda çaldı.ısrarla.durmadan.ben açana dek.
karsımda kocaman gülümsemeyle ne zamandan beri görmediğim aşk duruyordu.içeri buyur ettim.seve seve girdi.hemen kendine bir yer beğenip oturdu.acaba kahve içer miydi?
konusmuyorduk.ben ne diyeceğimi bilmediğimden ağzımı bile açmıyordum oysa o konuskan kişiliğiyle nasıl susabiliyordu anlayamıyordum.
kahvesini içerken dilinin yanmasını diledim.o zaman zevkle gülümseyebilirdim.oysa suan ciddi havayı kokluyor ve sadece susuyordum.dilediğim gibi olmadı.fincanı sehpaya bıraktı ve oturduğu koltukta biraz daha gevşedi.ya da bana öyle gelmişti.sanki ben rahatım sen de rahatına bak der gibiydi.
içimi sinir fareleri kemirmedi değil.rahatlığı hem gözüme hemde içimde bir şeylere dokundu.
-neden geldin?uzun zaman geçti ve ben seni geçte olsa unuttum.senden başka duyguları keşfettim.mesela arkadaşlık,dostluk gibi.onlar daha az acımasız.canımı yakmıyorlar.senin gibi değiller,git aşk,
git.
o koltukta öylece baktı suratıma.gözlerinin içi gülüyordu.üzüyordu ya yine,gülerdi tabi.gözyaşlarımın birer birer yanağımdan süzüldüğünün farkına bile varmadı.niye gelmişti buraya.niye ümitlendirmişti masum,aşka her zaman hazır yüreğimi.
keşke kapı deliğinden daha dikkatli baksaydım,aşk'ı düşman sanıp içeri almasaydım.
zor avuttuğum yüreğim bir daha oyuna gelmezdi.ümitlenmezdi.
anladım.aşk kötülük yapmaktan sakınmıyor.hiçte utanmıyor.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

mükemmel
bayıldım.
en güzel yazın sanırım.

retroworld dedi ki...

tesekkür ederim bitaneciiim.