17 Haziran 2009 Çarşamba


yumurtalarımı sepete koydum.
sıcacıklar.
gizlice yatağımın altına sakladım
baska cocuklar görmesin diye.
sonra beğenip çalıyolar oyuncaklarımı.

*

önce bir rüzgar esti
aniden.
sonra kavurdu çoktan küllenmiş bedenimi.
ağlamak istedim,boğazım düğümlendi
ama olmadı.
dilimde bir damla tuz hissetmedim.
yalnız kaldığımı anladım o anda.
benden baskası yoktu .
içimde konuştum kendimle
konuştum
konuştum.sessizce.
dilimi ısırdım bağırmamak için.
metal tadını hissettim kanın.
midem bulandı.
sonra vakit geçmiyo derken
zaman ayaklarımın altından hızla uzaklaştı.
son anda tutunmaya çalıştım sarkan saçağından.
ama ben o treni çoktan kaçırdım.
elim kaydı,
tutunamadım.

mum ışığı sönmese.

içimde bir an herşeyin yeni başladığını hissettiren kıpırtı oldu.
bütün bir akşamüstü yanımda kaldı.gitmek istemedim. hiç sevmediğim o yerden
o var diye ayrılmak istemedim. hatta gece bile orada kalabilirdim.
ruhuma aykırı kişiliğine rağmen hiç ters gitmeyen dakikalarda hep mutlu kaldım.eğlendim.güldüm.
nasıl anlatmak gerek bilmiyorum ama mükemmeldi.
daha etkisini atlatamadığım büyük hatamdan sonra bu o kadar masum geldi ki.
kişisine göre değişiyormuş bunlar, hepsi aynı değil sanırım.
hayatı sevmeye başlıyorum*

15 Haziran 2009 Pazartesi

hava nasılda sıcak.
dondurmam yine elimde eriyip dirseğime kadar akıyor..

3 Haziran 2009 Çarşamba

erge'nin en renkleri

bi matematik sınavı öncesi herkes dısardayken kendimi blogumda buldum yine.
aklıma geldi: moti kris
tıkladım.
eski sayfalara döndüm yenilere bakmadan.
merak ettim.
özledim o yazıları.
duygulandım okuyunca.hepsini teker teker okudum.her harfine özlemle bakarak
bütünlemeye kaldığımda uzaktan uzağa nasıl destek olmuş moti bana.tek varlığı benmişçesine sevmiş beni.
bir kötü 6 temmuz sonrası benimle mutlu olmuş.
ebemkusağı dondurmaları yerken nasıl iğrençsem ben kendimce
o da beni o kadar sevmiş.ne iğrenmiş ne sakınmış bakmaktan.
gerçekten sevmiş.
bunu göstermiş.
mutluymuş.
mutlu olmuşum.

moti kris neler yazmış aylar evvel.
retrosunu severmiş,hissettim o seneler.