28 Aralık 2008 Pazar


delirdim mi?deliriyor muyum?
eğer bi gün tam anlamıyla aklımı yitirirsem bilin ki olasılıksızdan kaynaklanıyor.sağlam kafa not ediyim dedim.

içimdeki ümitsizlik artık sönüyor...eski satırlar var kalbimde.

aşk yeniden...dın dın dın dın olmak gibiii

aşk yeniden

dıdılaylayolmak gibi ah aşk yeniden.............

..gibi bi şarkı yaşardan olsa gerek.kulaklarımda dolaşıyor.
çünkü aynı insana ikinci kez aşıkoldum.


böyle de güzel
gülüşün yeter
ben giderim sen kalma boşver
yabancı bir acı değilsin kalbime
ben giderim
sen kal yerindeeee

evet bir gülüşü yetti içimde bir yerlerde unutulup kaybolan aşka.

24 Aralık 2008 Çarşamba


biz dedik ki eğlenelim.
aklıma nerden çıkıp geldiyse anneannemin annesiyle babasının yıllardır salonda duran siyah beyaz, baktıkça güldüğüm o nacizane fotoğraf geldi.
hemen elimize gerekli malzemeleri aldık ve birden onlar oluverdik.
dedik ki anı ölümsüzleştirelim.
iyi yapmışız.
güldük eğlendik.
teşekkür ederim ayşegül nine.

retro gülücük merv.


gülmek.
karnıma ağrılar girene kadar.
aklına tek kötü birşey getirmeden gülebilmek.bazende sessizlik içinde kimseye duyurmamaya çalışarak kıkırdamak.bir arkadaşla.bir dostla.bir sevgiliyle.
sevgiliyle mi?
bunu tattığımı sanmıyorum.
fakat dostumu iyi tanıyorum.
o öyle biri ki; benimle yerde duran içinde ayak olmayan bir ayakkabıya bakıp gülebilecek kadar benden.
gülmek güzel.güldürmek de öyle.hatta sarılıp kıkırdadıkça çarpışmakda harika.
gülmek bir hayli harika!

13 Aralık 2008 Cumartesi


kar kokusu

yeni koku.karkokusu.
yeni bina.yeni koltuk.yenilik..
ankara.
karkokusu.
soğuk.
üşüyor muyum?olabilir.tam hissedemiyorum.
kalbim de tuhaf bir soğuk.oysa sıcak bir yuva,petekler sırtımda.
insanlar da sıcak olsa...buz gibi suratlar,baygın gözler,
yenilik mi,olabilir.
penceremde ankara.

11 Aralık 2008 Perşembe

maviyle yazacağım bu defa.gözyaşının, suyun rengiyle yazacağım.beni bana yansıtsın olduğum gibi,tüm çirkinliğimle.içimdeki hüznün,hayal kırıklığının oluşturduğu o fevkalade yaşanması gereken pişmanlık ötesi ,inatla boğuşan ,gurur ve bir yandanda gurursuzlukla.cümlelerim anlaşılmayacak belki fakat ben bir çırpıda anlayacağım her okuyuşumda.

hayalimde yasattığım sevda,ya da adı baska birşey belki,ne kadar basitmiş.cadde boyu yanıma yaklasmasından korktuklarımdan farklı değilmiş.nasıl nitenlendirebilirim bilmiyorum.

ağladım.hayalimdeki adam öldü.kafamda yarattığım ve ona inandığım kişilik öldü.hala gömemedim mezara.aşiyana atamadım düş aleminden ama yakında.gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken o hissetmedi bile.ben nasıl ağladım.küçücük bir cocukken babam ellerimden kayıp gittiğinde ölüme doğru somut bir şekilde yokolduğunda olduğu gibi.

anlatamıyorum.daha fazla anlatmak için çabalamayacağım.

başım ağrıyor.uyku belki iyi gelecektir.sabahı nasıl bulacağım kabuslarla.

8 Aralık 2008 Pazartesi

tesadüfler kullanılmayı beklerler mi gerçekten.eğer öyleyse gercek bi salak olduğumu düşünmeye başlayacağım.eline gelen,parmaklarına dokunan bi fırsatı tutamayan bi salak.
leventten alibeykoye kadar uzanan serüvenimde biraz akla sahip olsaydı heyecanlı suretim o zaman elimde büyük bi sevinç olacaktı.
keskeler geri getirmiyor geçen zamanı.

çocukluğumda bir ayağımın basılı kaldığı bu memlekette bir hafta.tuhaf.bakkal aynı,kapıcı aynı,bina aynı,yaşıtlarım büyümüş.kimisi beni hatırlıyor kimisi şöyle bi bakıp anımsamakla yetiniyor bu tanıdık silueti.odam misafir odası olmuş.çift kişilik bir yatak ve yine onlar için bi buz dolabı yerleştirilmiş.bu eve gelen misafirler burada ağırlanıyorlar demek!üzücü.ben o odada uyanıp okula gitmek için hazırlanıyordum.daha küçücüktüm.o odada ağlıyordum.en sevdiğim arkadasımla oyunlar oynuyordum.babamın öldüğünü öğrendiğimde de o odaya kapanmıştım.hiç bıkmadan gözyaşlarımla kucaklaşmıştı yerin beyaza çalan fayansları.oysa simdi ne yazık ki bana ait değil.ve şimdi bende bi misafir olarak o odada kalıyorum.soğuk,beni tanımamazlıktan gelen misafir odamda.