1 Kasım 2010 Pazartesi

hep var

çünkü;
olmaz.
kendimi affedemem böylece. tek bir soru üzerine cevap vermek bu kadar kolayken. ve cevap bu kadar netken ben nasıl da üzülüyorum. niçin üzüldüğümü biliyorum fakat yine de bencilce senin üzüntüne değil de kendiminkine sahip çıkıyorum.
oysa bana benziyorsun. bendeki tutkunun aynısına sahipsin sende. bıkmadan,usanmadan,sessizce fakat izleyerek seviyorsun. vazgeçmek sana da zor. sana da ihanet etmek gibi geliyor.
ama olmaz işte.
benim cümlelerim kullandıkların. habersizsin oysaki. sen bana, ben ona.
ben kabul etmiştim.hemde her şeyi,herkesi hiçe sayıp. o kadar çok sevmiştim işte.
ben gitmiştim.gururum yoktu. evetevetevetevet demiştim yüzlerce kez içimden," evet ben geldim, ve seni seviyorum.bu sevgi koşulsuz.yanındakilerle beraber kabulümsün. umrumda değil."
umrumda olmalıymış meğer. çünkü su katılmamış sevgi asla"sevgi" olmadı. hep bir koşuşturmaca,kandırmaca,yalanlar,aldatmacalar,arkadaşına ihanet,etrafındaki her bokpüsür ayrıntıya ihanet,en sevdiklerne söylediğin yalanlar,hatta tüm bunlardan önemlisi kendimi kandırmalarla geçti. bunların arasında sevgiyi tadamadım. sığıntı oldum hatta. 'sığıntı'
yanlış olan her şeye bilerek evet demek nasıl birşey olacak sende yaşayacaktıneğer duyduğun evet olsaydı. daha çok hüzünle, daha çok karanlıkta kalacaktın. çünkü sevmicektim. çünkü kalbime iki kişiyi sokuşturamicaktım üst üste. senin bir tarafın hep dışarda kalacaktı. bir tarafın sürekli üşücekti.
bende üşüyordum çünkü hep.
sende ağlardın belki.
yalan söylüyordum.
sende söylerdin belki.
bana inan.

böylesi daha iyi.

13 Ekim 2010 Çarşamba

hardal,annem,bambin ve ben

yepyeni bir sayfa actık beraberce hayata.. artık dört kalp atıyoruz.

5 Ekim 2010 Salı

kimsesiz bir sessizlik çökmüş buram buram,etrafı bulutlar saran pencereme..

2 Ekim 2010 Cumartesi

aslında zaman akıyormuş,değişiyormuş insanlar ve onların küçükyaşamları..

1 Ekim 2010 Cuma

sanki kendime kızar gibiyim unutmadığımdan ama unutulduğumdan.

19 Temmuz 2010 Pazartesi

yeni güne bir rüyanın etkisinde başlamak. doğrusu güzel şey. bide tabi rüyanda özlediğin insanı, sevdiğini görüyorsan daha da başka oluyor. kandırıyorsun kendini gerçekmiş gibi.
tamam şaka yapıyorum,unuttum demiştim değil mi,sözüm söz unuttum benimkisi sadık bir özlem.

17 Temmuz 2010 Cumartesi

16 Temmuz 2010 Cuma

hardcandyyapmaklazımtekrarizleyip

uzunca kitaplar okuduk vakti bol bulmuşken. kafa dağıtmak tabirine uygun davrandık.
ama olur mu be !
elimden bu kadar geliyorsa, yapamıyorsam, aklım başka başka yerlede yorgun düşüyorsa, alışkanlıkları terk etmek zor geliyorsa işte dahası bilmem ne!! bokpüsür şeyler.
benim suçum mu.
affedin dostlar.
öksüren adamlar gibi havlayan köpekler. havlayan köpekler gibi öksüren adamlar. gibiyi at. gerek yok.

E.S.
her temas iz bırakır.(gecelik)

21 Haziran 2010 Pazartesi

birşeylerin sonu yaklaştıkca tüm düzen bozuldu hayatta.artık sonu akılalmaz bir yorgunluk oldu benim için.katlanılabilinenden mesafece uzaklastı.dayanılamaz olana yaklastı.
son,bitiş daha önemlidir aslında.nasıl biterse öyle akılda kalacak yıllarca.
bendeyse
kötü.

18 Mayıs 2010 Salı

en önemlisi: susmuşum.

13 Mayıs 2010 Perşembe

yanılmış olamam,elbet benim içindi. benim peşim,benim izim,benim sesimdi.
...konuşmaya mecali kalmamıştı.gözlerinde damla damla yaşları.
dokunmadım.ağlama,demedim.affetmek zor geliyor herşeyi unutup.tüm kalbim onun olsa da gurur olmuş ruhumun sahibi.
bakıyorum suratına.anlamsız geliyor.eskisi değil.yepyeni değil.karmakarışık,sanki birazdan yok olacakmış gibi.saçlarına dokunuyorum hayalimde.titriyor.
cesaretsizmiş benim sevdiğim,korkak bir yüreğe sahipmiş.özlemiş ama söyleyememiş.
denize yaklaştırıyorum.balıkçıları izletiyorum ona son kez.
bak diyorum sonsuzluk aslında iki mavinin buluştuğu nokta.
başını sallıyor yalnızca ya da bana öyle geliyor,ona bakmıyorum.
ellerinden tutuyorum son kez.onu sevdiğimi söylüyorum.kokusunu içime çekiyorum.deniz kokuyor.
ve itiyorum.hızla düşüyor.kimse kurtarmıyor.izliyorum.yavaş yavaş ölüyor.
aslında korkmuyor bunu hissediyorum.sessizce yok oluyor,gözlerimin önünde benim ellerimle.
yavaş yavaş.
işte o zaman anlıyorum: sessizliği haksızlığındanmış,gözleri ıslatmış yanaklarını,yine de konuşmamış.
gözlerimi yumsam da ya da hiç durmadan ağlasam da hiçbir şey değişmez.
her son gelip bulur aşkları.
yarım kalsa da bazı şeyler sonunu getirmek için çabalama.çünkü ne kadar beklersen bekle giden geri dönmüyor. gözlerinin önünde koca bir özlem. fakat hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.
sakın ağlama,
üzülme,unutma ki değmiyor yasak aşklara.
yağmur nazlı nazlı yağıyor ama senden başka kimse bulutların ağladığını bilmiyor.
yormamak lazım kalpleri
bir kez duruldular mı bir daha asla sakinlik dinmiyor..
nolur sıkı tut ellerimi.beni o soğuk rüzgarların kollarına bırakma sakın,diye susarken gözyaşlarım içime sızıyordu.

29 Nisan 2010 Perşembe

aslında hiç kimse yokmuş..

22 Şubat 2010 Pazartesi

cok ilginç az ilginç pekçok ilginç ve hiç.yavas yavas alışıyorum aslında.ve size bir sır veriyim ne kadar alışsam da bakmaktan kaçamıyorum.bugün benimde biraz biraz fark ettiğim birşeyi bana tekrar biraz biraz fark ettirdiler.aslında buna inanmıyorum,bazen,sadece bazen denilen küçük anlarda inanıyorum.: ben kendi kendime bazı seyler düşünüyorum ve buna gercekmişçesine inanıyorum.su ki inandığım seyler doğru olmasa bile ben onların gücüne coktan kanıyorum.
hayaller aleminden dönebilmem için ne gerek?

16 Şubat 2010 Salı

imsan içinden geldiği müddetçe aşıktır.kabul ettiği sürece kalbi aşka dayanır.pes edince biter.yok olur.
dibe vurur.
dilimi susmak için ısırdım,kanayana kadar.
konuşmamak için sustum ,
susmak için ağladım sonra.

baleydimaslen

2002nin bitmesine 2003 ün başlamasına dakikalar kala,ertesi gün cuma.
utangaç bir çocuk hediye etti o saati bana,
üzerinde beyaz bir balerin,kuğusu yanında
ama simdi nerede
çıksın ortaya
sen benim bi külah dondurmam
beni böylede sever misin
evet,dersen bir dakka durmam
aşkımla erir misin
öpücük verir misin
bir resim olsa gerek dünyanın renklerinde.pembe bir hüzün,kankırmızı aşkın içinde.yaşam yağlı boya tuvalin karışık renginde.karakalem çalışması kiminin ellerinde.ve güzel bir kadın.çırılçıplak,masum,dokunulmaya hazır.ama korkak.
resmedilmedeyi bekliyor..

8 Şubat 2010 Pazartesi

derinsuskunluk

kendi kendime içinde kavrulduğum boşlukta tuhaf bi durağanlık sezdim.sessiz oldum biranlığına,etrafı dinledim.sonra farkettim ki hiçbir şey tuhaf felan değil. aksine herşey eskisinden de normal. eskisinden daha düzgün bir hayat,daha düzgün bir benliğim var.tanıdığım ben,şimdi o ben diil.hangiben gerçekben?hangisiki!
Şşş sus.
tanı bu defa,hemen kanma!
sessiz ol
hazır ol birazda
haz ır ne nazır bekle kapıda.
artık bu muyum,artık heran savasa hazır asker gibi tetikte mi bir elim.güvenemiyor muyum.
evet.
ben hakkettiğimi yasarken kendi yolumda
diğerleri gezinedursunlar diledikleri zamanın dilekdikleri sokaklarında.
benim caddem çok uzaklarda,
sessizim ki bulamasınlar,susuyorum ki duyamasınlar'uzakdursunlar.
bak yine içime atıyorum.yine söylemiyorum kimseye.bomboş kaldı derinsezilerim.
dipsiz nihilizm