30 Ekim 2008 Perşembe


...ve revenante.
yazamıyorum.her seferinde aklımda bi sürü cümle dolanırken yazmayı bit türlü beceremiyorum.
: : :
gül yine.karnımız ağrıdan patlayana kadar gülelim.emre'in "bilgeheeee" deyişine,
o kocaman terliklerine,insanların tiplerine,kendi fotoğraflarımıza gülelim.doya doya.bıkana-yorulana kadar.
ama yeter ki bi zamanlar olduğu gibi çok gülelim.
sonraaaa
uyuyalımda.sımsıkı kenetleyip kalplerimizi mışıl mışıl uyuyalım.
bide üzülme sen.asma suratını.
bak istanbul efendisi'ne gidelim bu hafta.gülelim eğlenelim lüküs hayatta olduğu gibi.
ha mervem,
olur mu dersin
olmaz mı söylesem :/
bugün daha iyi bi gün sanki.perşembe olduğu halde.
öyle bi boşluk durumuda yok hani.
yanımda bir dizi insan.her gün gördüğüm,ama yalnızca isimlerini bildiğim.

ilk kez lise dönemimde derslerde iyi diyebileceğim kadar iyi.
halbuki aynı kıvamda çalışıyorum önceki senelerle.
her neyse!
mutluyum,
biraz,
çok az,
çok çok... huzurluyum.

29 Ekim 2008 Çarşamba

yalnızlığı anladım.hiçliği yaşadım.boşlukta kalakaldım birden bire.birden sarsıldım,soluğum kesildi,
avazım çıktığı kadar bağırmalıydım fısıltı bile çıkaramadım.
şimdiyse biraz öyle birazda böyleyim nedense.
biraz ümitsiz azıcık da küskünüm hayata.
alışmaktayım yalnızlığa.

kalemine sağlık canan tan


anlatmak istediklerimi anlatamayabilirim .belki de anlatmak istemediklerim yüzündendir.ya da duygu dağarcığı mı çekiyorum acaba?
nasıl bir cümle kursamda,o tek cümle beni anlatsa bana.
içimi nasıl boşaltsam acaba.elemeden geçirmem gerek.iyi hisler yanımda kalsın.
mutluluk her hücresine yapışmış biri olmak istiyorum,rolden role girebilmek,Piraye misali.
sanıyorum ki hiçlik içindeyim şu zamanlar.sanıyorum ki ağlasam biraz olsun rahatlayacağım.
o da yok nedense.korkutuyor gözlerim.herşeye,eften püften şeylere dolan gözlerim,kızdığım için ağlamıyorlar artık.
piraye okumak.
gerçekten etkileniyor insan.sonunu nasıl merak ediyorum.nasıl bekliyorum ve nasıl yoruyorum gözlerimi bitsin diye.bir yandan da bitmesin diyorum.çok iyi bir arkadaş oldu bana.istediğim zaman yanımda.hele ki şu zamanlar.zor zamanlar.
piraye de olmasa....



23 Ekim 2008 Perşembe

bekleyiş.
hastane.doktor.eczane.
ilaç kokusu.bekleyiş.
yorgunluk.yalnızlık.müzik.
o da olmasa dilimi yutacaktım.mırıldandım.yanımdaki gözlerini üzerime dikerken
ben şarkımı mırıldandım.
utanmadım.
utansaydım,dilimi yutacaktım.



yirmi ekim.

jurnal

on sekiz ekim.
koşuşturma,hızlı adımlar,bir yerlere yetişmeye çalışanlar ya da yapılan indirimlerden yararlanmak için nabız sıkanlar...
biz hangi gruba giriyoruz acaba?
annemin kimi zaman sağında,çoğu zaman solunda yürüyorum farketmeden.
büyük alışveriş merkezlerinden sonra bir küçükleri büyükte olsa küçük kalıyor gözümde.levent'tekinden çıkıyoruz,giriyoruz şişli'dekine.daha büyük,daha çok seçenek.ama ne annem beğeniyor,ne de ben kendime göre birşey bulabiliyorum.tek tük,ufak tefek şeylerle dönüyoruz evimize.
karanlık omuzlarımıza inmek üzere.

günce 17 ekim


sessizlik.sakin bir cuma.
birden kalabalık.heykeller,resimler bir nevi şaheserler dolduruyor boşlukları.
bakıyorum.beğeniyorum.kimi zaman beğenmiyorum.uzaklaşıyorum.hepsini görebilmek için koşturanlardan değilim. merakım bile yok.aklım başka yerde.
günün kararmaya yakın kısmı huzur dolu.somutluk getirense hayata;sırtındaki sevgi yükünü bi'çaba taşımaya çalışan küçük oğlan çocuğu.

9 Ekim 2008 Perşembe

perşembe.den

neden beden eğitimi mecbur oldu
beden dersi hangi günse o gün uğursuzdur.
berbattır.
üzer mutlaka.
bugün de öyle.
bitmeli bir an önce.
ağlamadan önce.
perşembeden nefret ettim.
perşembe son iki dersten.
sabah başlayan tersliklerden.
üzgünüm.

ekim 8




kimse yok.
yalnızlık omuzlarımda.
ve aşk.
çok uzak değil
ama mesafe var yakınımda.

not: matematik dersinde yazdım.
aklım nerde?

binbir dertten biri.


nasıl da özlemiştim seni.bir kez olsun görmek.
sarılmak sımsıkı..
ki ben senin için gelmiştim.o kadar çok anmıştım seni.
girmiştim içeri.içimde binbir ümit.
sakladım ama ümitlerimi.kimseye sözünü etmedim.
içerde sen.
nasıl bir kendine güven ki belli ediyor uzaktan bile kendini.
senden önce o görünüyor.
güven.
fazlasıyla güven..
konusmak için çaba sarfettim sanki.
zorsun çünkü.
çok zor.
yanaklarım titredi pişmanlıkla.
ama inatla direndi gözlerim yaşlanmamaya.
inatla kovdum pişmanlık adı altındakini.
ben özledim cünkü seni.
korksamda bazen.acı da verse sözlerin
duymamak için kapamadım hiç bir zaman kulaklarımı.
pişman olmak gelip geçici söz konusu sensen.
alıştı o da kovulmaya geldiğinde yanıma.
devam etmeli. fakat ümitlerim tükeniyor.
tamam demek yakında.